Pazar, Aralık 22, 2024
Sağlık Haberleri

Uzaktan tedaviyle nefeslerine kavuştular

Genellikle 50 yaş üstü bireylerde nefes darlığına ve hareket kapasitesinin düşmesine yol açan İdiyopatik Pulmoner Fibrozis (Akciğer Sertleşmesi) hastalığının tedavisine, evde yapılan ‘solunum kası eğitiminin’ olumlu katkı sağladığı belirlendi. Toplam 28 kişinin yer aldığı çalışmada 8 hafta süren solunum kas eğitimi uygulayan İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Fizyoterapi Programı Dr. Öğretim Üyesi Rıdvan Aktan, bireylerdeki solunum şikayetlerinin ciddi oranda azaldığını saptadı. Hazırlanan bilimsel araştırma makalesi, uluslararası alanda büyük saygınlığı olan Respirology dergisinde yayımlandı.

İEÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Fizyoterapi Programı Öğretim Üyesi Dr. Rıdvan Aktan, bu çalışmasını Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Kemal Can Tertemiz, Uzm. Dr. Salih Yiğit, Prof. Dr. Sevgi Özalevli, Prof. Dr. Aylin Özgen Alpaydın ve Prof. Dr. Eyüp Sabri Uçan ile tamamladı.

Yüz yüze eğitim, uzaktan takip

Daha önce İdiyopatik Pulmoner Fibrozis teşhisi konulan hastalara, öncelikle yüz yüze eğitim verildi. Ardından da bu hastalara, taşınabilir mekanik cihaz yardımıyla evde kolaylıkla uygulayabilecekleri bir nefes egzersiz programı verildi. Hastalar, bu süre boyunca uzaktan görüntülü görüşme ile sürekli takip edildi. ‘Telerehabilitasyon’ adı verilen bu yöntem sayesinde hastane ortamına girmeden nefes egzersizi yapma imkanı bulan hastaların solunum kaslarının güçlendiği, daha rahat nefes almaya ve hareket kapasitelerinin artmaya başladıkları görüldü.

Her gün 60 tekrar

Çalışmaya ilişkin detaylar paylaşan Dr. Aktan, “Hastalarımıza, programa başlamadan önce yüz yüze eğitim verdik. Egzersizleri nasıl yapacaklarını, nelere dikkat etmeleri gerektiğini ve bunun kendilerine ne gibi faydalar sağlayacağını anlattık. Ardından da solunum kas eğitimini yapmaları için kendilerine bir cihaz temin ettik. Cihaz avuç içine sığacak büyüklükte ve herhangi bir elektronik aksam içermiyor. Hasta, cihazı ağzına alarak nefes almaya başlıyor. Nefes almak istediği zaman, cihazın önündeki kapaklar gerekli şekilde güçlü nefes alınmazsa kapanıyor. Böylece hasta nefes alırken zorluk oluşturuyor ve bu sayede de solunum kasları güçleniyor. Hastalarımız, her gün bu cihazlarla 30 tekrar 2 setten oluşan toplam 60 nefes egzersizi gerçekleştirdi. Biz de haftada bir görüntülü görüşme yaparak hem bir seansı birlikte gerçekleştirdik hem de hastaların durumunu ve yaptıkları egzersizlerin doğruluğunu kontrol ettik” ifadelerini kullandı.

“Elbette, tek tedavi yöntemi olamaz”

Dr. Aktan, sözlerini şöyle sürdürdü: “8 haftalık programın sonuna doğru hastalarımızdan çok iyi geri bildirimler aldık. ‘Arabamı otoparka bıraktıktan sonra eve dönerken nefesim yetmediğinden dinlenmek için 5-6 kere duruyordum, şimdi çok fazla zorlanmadan evime varabiliyorum’ ya da ‘Markete giderken en az 3-5 kere durup dinleniyordum, şimdi bazen bir bazen de hiç duraksamadan alışverişe gidip geliyorum’ diyen hastalarımız oldu. Bu durum bizi de çok mutlu etti. Çalışmada amacımız, bu özel nefes eğitiminin olumlu katkı yapıp yapmadığını göstermekti. Elbette bu egzersizler, hastalığın tedavisi için tek yöntem olamaz. Ancak tedavi sürecine olumlu etki yapabileceğini hem bilimsel ölçüm yöntemleri hem de hasta geri bildirimleri ile görmüş olduk. Bunu da bilimsel bir makale halinde yayımlandık.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir