“Çeşme Yarımadası Deniz Çevresi Sorunları ve Çözümleri Çalıştayı” gerçekleştirildi
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), Çeşme Belediyesi ve Çeşme Kent Konseyi işbirliğinde “Çeşme Yarımadası Deniz Çevresi Sorunları ve Çözümleri Çalıştayı” gerçekleştirildi.
Bir otelde düzenlenen çalıştayda, Çeşme Kaymakamı Mehmet Maraşlı, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ve Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Su Ürünleri Mühendisi Nadir Uslu, çalıştayın açılışında birer konuşma yaparken, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli de, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Kurulu nedeniyle Ankara’da olduğu için çalıştay öncesinde Ildır’da çektirdiği video ile açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
“Yaşadığımız yeri nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakmalıyız”
Çeşme Kaymakamı Mehmet Maraşlı yaptığı açılış konuşmasında, “Bu tür çalıştayların çok önemli olduğunu düşünüyorum. ’Çocuklarımıza daha güzel yarınlar bırakmak’ diye güzel bir söz vardır. Nüfusu artan bir coğrafyadayız. Dünyanın da nüfusu artıyor. Tüm hayvanlara, tabiata da saygı duyarak, insan olarak farkına varmamız lazım. Böyle yaptığımız takdirde, dünyanın herkese uzun yıllar yeteceği kanaatindeyim. Ama şunu unutmamamız gerekiyor; yaşadığımız yeri nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakmalıyız. Çevreyi temiz tutmalıyız. Yazın bir milyona ulaşan nüfusta, kara kadar deniz de önemlidir. Yatlar, günübirlik tekneler, balıkçılarımız gibi denizden faydalananlar olduğu kadar, faydasızlar, haddini hududunu bilmeyen kişiler de var. Sahil Güvenliğimiz onlara gerekli cezayı uyguluyor. Yaşadığımız bu dünyada, doğamızla, hayvanlarla birlikte yaşamak için neler yapabileceğimize samimiyetle karar verelim. Ondan sonra da kanunlara, yönetmeliklere samimiyetle uymamız lazım. Bunlara uyduğunuz takdirde, ben inanıyorum ki, cennet gibi ülkemizde ve Çeşme’mizde huzur içinde yaşayacağımızı ve yarınlara en güzel şekilde bırakacağımızı düşünüyorum” dedi.
“Çevremizi korumamız ve ona sahip çıkma bilincinde olmamız gerekir”
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli de video ile gerçekleştirdiği açılış konuşmasında deniz patlıcanı avı sorununa dikkat çekerek, “Deniz patlıcanlarının avlanması, ne yazık ki denizlerimizde geri dönülemeyecek zararlar veriyor. Eko-sistemimizin önemli deniz koruyucularından olan deniz patlıcanlarının çoğalması, sağlıklı yarınlarımız için büyük bir önem arz ediyor. Çeşme’mizin denizleri, tarih boyunca hanelerimize bereket, soframıza aş, balıkçılarımıza meslek ve turizmimizi ayakta tutan yegane doğal zenginliğimiz olmuştur. Çevremizi korumamız ve ona sahip çıkma bilincinde olmamız gerekir. Bugünkü çalıştayımızdan ortaya çıkacak sonuç bildirgesinin, yarınlarımızın ve çevremizin en yüksek menfaatinin olmasını temenni ediyorum. Çalıştayımıza göstermiş olduğunuz ilgi için hepinize teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
Başkan Denizli, videosunda, Ildır Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Gökhan Deniz ve Ildır Mahallesi Muhtarı Erdem Yavuz’a deniz patlıcanlarının avlanmasının neden yanlış olduğunu sordu. Deniz ve Yavuz, deniz patlıcanlarının denizin filtresi olduğuna dikkat çekerek, denizdeki eko-sistemin korunabilmesi için deniz patlıcanı avcılığının yasaklanması gerektiğini vurguladılar.
“Deniz ekolojilerini koruyarak, deniz sektöründe ekonomik büyümenin sağlanması, mavi büyümenin temelini oluşturmaktadır”
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Su Ürünleri Mühendisi Nadir Uslu da yaptığı konuşmada, “Deniz kaynaklarının istismar edilmeden en iyi şekilde yönetilmesi ve deniz ekolojilerini koruyarak, deniz sektöründe ekonomik büyümenin sağlanması, mavi büyümenin temelini oluşturmaktadır. Biz de bakanlık olarak, gıda güvenliğini temin etmek için doğal kaynakların koruma ve kullanılma dengesini gözeterek, sürdürülebilir kullanımını sağlayacak etkin tedbirleri almaya devam ediyoruz. Konuyla ilgili raporlar, 2050 yılına gelindiğinde, küresel nüfusu beslemek için şu anda ürettiğimiz gıdanın yaklaşık yüzde 50 artırılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Giderek artan dünya nüfusunun hayvansal protein ihtiyacının karşılanmasında su ürünleri üretimi, geleceğin vazgeçilmez sektörü olarak kabul edilmektedir. Bilim insanları, avcılıktan elde edilen balık miktarının maksimum seviyeye ulaştığını, balığa olan talebin ancak yetiştiricilik yoluyla elde edilebileceğini ifade etmektedir. Tüm dünya ülkeleri, su kaynaklarının ve su ürünlerinin üretimini planlayarak, hem koruma, hem de bu doğal kaynakların sürdürülebilirliği konusunda ürettikleri politika ve stratejilerle mavi büyümenin geleceğimizde ne derece önemli yer tuttuğunu ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
“İklim değişikliğini izleme istasyonu yapılmalı”
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk de açılış konuşmasında çalıştay hakkında genel bilgilendirme yaparak, “Çeşme, önemli bir coğrafya. Karşısı Sakız adası. Çeşme’de, denizde yaptığımız çalışmaların karşıdan nasıl takip edildiğini biliyoruz. Dolayısıyla bizim açımızdan bu bölgede araştırma yapmak önem taşımaktadır. Ildır’ı ve Karaburun’u içine alan Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde değerli çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaları çalıştayımızda dinleyebileceksiniz. Deniz çayırları, denizlerin oksijen kaynağıdır. Bu konuda da az sonra gerekli bilgilendirme yapılacak. Deniz çayırları bu bölgede de var ve korunması gerekiyor. Ayrıca korallijen habitatlarının koruma altında olduğu, karbondioksitleri tuttuğu, iklim değişikliğine faydalı olduğu, oksijen ürettiği ile ilgili bilgi sunulacak. Pinalar, balıkçılığımızdaki değişimler de çalıştayımızın konuları arasında. İklim değişikliği ile ilgili Çeşme’de de mutlaka ölçüm yapılmalı. Bir şey ölçmüyorsanız, boş konuşuyorsunuz demektir. Onun için mutlaka ölçüm yapılmalı. İklim değişikliğini izleme istasyonu yapılmalı. Bu toplantı, hiçbir sektörün birbirini yere vurma toplantısı değil. Bu toplantıyı, açılış toplantısı olarak düşünün. Hiçbir sektörün düşmanı değiliz. Hepimiz aynı yerdeyiz. Ülkemiz için, İzmir için, Çeşme için konuşacağız” diye belirtti.
20 akademisyenin katılımıyla dört ana tema ele alındı
Çalıştayda, toplam 20 akademisyenin katılımıyla dört ana tema ele alındı. İlk tema “Çeşme Yarımadası Değişen Deniz Ekosistemi ve Biyoçeşitlilik” üzerine yoğunlaşarak, Çeşme Adaları’ndaki Posidonia deniz çayırları, korallijen habitatları ve bu habitatlara yönelik tehditler ile deniz memelileri ve sünger çeşitliliği gibi konuları kapsadı. İkinci tema “Mavi Büyüme ve Ekonomi” olup, su ürünleri yetiştiriciliği, Çeşme balıkçılığı ve pesca turizminin geleceği üzerinde duruldu. Üçüncü tema “Kirlilik Sorunları” başlığı altında sirkülasyon dinamikleri, mevcut kirlilik durumu ve plastik kirliliği incelendi. Son olarak, “Çevre Koruma ve Farkındalık Faaliyetleri” teması, turizmin Çeşme Yarımadası üzerindeki etkileri ve temiz deniz faaliyetleri hakkında bilgi alışverişine olanak sağladı. Bu kapsamda yapılan sunumlar, deniz ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilir yönetimi üzerine önemli tartışmalara zemin hazırladı.